header_menu_icon
Sol Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Sağ Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
ANASAYFA arrow right SAĞLIK arrow right Uzun yaşam için yeni kriter ‘uyku yaşı’: Nedir, nasıl hesaplanır?
Uzun yaşam için yeni kriter ‘uyku yaşı’: Nedir, nasıl hesaplanır?
ABD’deki Stanford Üniversitesi’nin tıp fakültesinden araştırmacılar uzun ve sağlıklı bir yaşam için ‘uyku yaşı’nın önemine dikkat çekiyor, ölüm riski hesaplamas
YAYINLAMA: 11 Eylül 2022 / 15.09 |GÜNCELLEME: 29 Mart 2023 / 19.34

ABD’deki Stanford Üniversitesi’nin tıp fakültesinden araştırmacılar uzun ve sağlıklı bir yaşam için ‘uyku yaşı’nın önemine dikkat çekiyor, ölüm riski hesaplamasına bu kriteri de dahil ediyor.

Kişinin uyku kalitesine bağlı olarak sağlığıyla ilişkili olan tahmini yaşa ‘uyku yaşı’ deniyor. Örneğin, 55 yaşındaki çok sayıda kişinin uyku özellikleri inceleniyor ve ortalamasını alırsanız, ‘o yaştaki insanların uykusunun nasıl olduğuna dair’ bir fikir sahibi oluyorsunuz.

Bu ‘ortalama 55 yaş uyku kalitesi’ne göre daha iyi uyuyanlar, 55 yaşında olsalar bile uyku yaşları ’45’ çıkabiliyor.

Uyku uzmanı Dr. Emmanuel Mignot ve meslektaşları, 12 bin kişiden toplanan veriyi ‘çene ve bacak hareketi’, ‘nefes alma ve kalp atışı’ gibi uyku özelliklerine göre analiz etti.

Amaçları, kişinin uyku yaşını belirlemek ve yapay öğrenmeyi kullanarak ‘ölümle en yakından ilişkili uyku şekillerini tanımlayan bir sistem’ geliştirmekti.

İnsanların uyku durumlarının yaşa göre değiştiği bilinir. Uyku kalitesindeki değişiklik, yaşlanmanın ve sağlığın bozulmasının ilk işaretleri kabul edilir. İyi haberse, uyku yaşını geri çekmenin mümkün olması. sahibiz.

Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde uyku tıbbı alanında çalışan Profesörü Dr. Mignot’ın yönettiği çalışma, Digital Medicine’de makale olarak yayınlandı.

30 yıldır konuyu araştıran Mignot uyku yaşının neden önemli olduğu, nasıl hesaplandığı ve çalışmanın bulgularının sağlık için ne ifade ettiğini üniversitenin web sitesinde anlattı. Kısaltarak alıntılıyoruz.

Neden uyku yaşını inceliyorsunuz?
Uyuduğunuzda, duyusal girdilerle bağlantınız kesilir. Gürültülü dış dünyadan veya parlak ışıklardan rahatsız olmazsınız.

Uyku sırasında, otomatik bir programdan geçen sadece beyin değildir, aynı zamanda kalp atış hızı ve solunum da değişir ve bunlardaki değişiklikler bir sağlık bozukluğunun erken habercisi olabilir. Hayatımızın yaklaşık üçte birini uyuyarak geçiriyoruz, bu nedenle genel iyilik halimizin önemli bir bileşenidir.

Hemen hemen her rahatsızlıkta uykunun ilk bozulan şeylerden biri olduğu iyi bilinmektedir. Örneğin, Parkinson hastalarında diğer semptomların ortaya çıkmasından yaklaşık beş veya 10 yıl önce, hastanın kabus gördüğü, bağırdığı veya duvara yumruk attığı belirli bir uyku bozukluğu meydana gelir.

Araştırmadan elde edilen en önemli bulgu neydi?

Ana bulgumuz, uyku bölünmelerinin (insanların gece boyunca bir dakikadan daha kısa bir süre boyunca hatırlamadan uyanmaları) ölüm oranının en güçlü habercisi olduğu. Verilerde bir bağlantı görmemize rağmen, bunun ölümle neden ve nasıl ilişkili olduğu bilinmiyor. Altını çizeyim, bu söylediğim uykusuzluk yaşayan ve uyandığını fark eden bir kişinin yaşadığından farklıdır.

Uyku bölünmesinin neden sağlığa bu kadar zararlı olduğunu anlamak için başka çalışmalar yapmayı planlıyoruz.

Kendi uyku yaşımızı ölçebilir miyiz?

Doktorlar ve araştırmacılar bunu yazılımlar sayesinde yapabiliyor ancak ortalama bir kişi muhtemelen o kodu çalıştırmakta zorlanır. Ancak ne olursa olsun, deterministik değil. Muazzam bir varyasyon var. Uyku yaşınız kronolojik yaşınızdan daha büyük olsa bile bu ölüm riskinizin daha yüksek olacağı anlamına gelmez.

90 yaşında yoğun sigara ve içki içen insanlar var, “Bu insan nasıl bu kadar uzun süre hayatta kalıyor” diye sormadan edemiyorsunuz. Her zaman büyük bir doğal çeşitlilik vardır.

Düzenli saatlerde yatmak ve uyanmak, uykunuzu iyileştirmenin anahtarı. İyi uyku, fazla uyumak değil, tamamen dinlenmiş olarak kalkmak anlamına geliyor. Miktarı da herkese göre bir miktar değişebiliyor.

Bir de ‘gece kuşları’ ve ‘erkenci kuşlar’ var.

Gün boyunca, tercihen doğal ışığa sürekli maruz kalmak, geceleri uyku ortamını karanlık tutmak, düzenli egzersiz yapmak, yatmadan önce içki ve kafein tüketmemek, gece hafif beslenmek… Bunların hepsi hem genel sağlığa hem de uyku kalitesine katkı sağlar.

Bu çalışmada uyku yaşını nasıl hesapladınız?
Bu programlara uyku çalışması verilerini ve her kişinin yaşını vererek uyku yaşını tahmin etmek için bir makine öğrenimi programı kullandık. Bu bize belirli bir yaşta ortalama bir uykunun nasıl olduğunu gösterdi. Algoritma, verilerdeki kalıpları tanıdı ve bu bilgiyi uyku yaşını tahmin etmek için kullandık. Algoritma oluşturduk. Bazı insanlar için uyku yaşları kronolojik yaşlarından çok daha büyük olabiliyor.

Yaşlı uyku yaşının bir sağlık sorununun göstergesi olduğu fikrine dayanarak, kronolojik yaşlarıyla uyku yaşları arasındaki farkı mortaliteyi tahmin etmek için kullanabiliriz.

Ve gerçekten de, gerçek yaşlarına kıyasla uyku yaşı daha yüksek olan kişilerin, yüksek ölüm riski altında olduğunu bulduk. Diğer çalışmalardan, uyku apnesi, nörodejenerasyon, obezite ve kronik ağrı gibi çeşitli durumlarla düşük uyku kalitesi arasında ilişki bulunduğunu biliyoruz.

Yetersiz uykunun bu koşullara ne kadar yol açtığı, şiddetlendirdiği veya bunlardan nasıl kaynaklandığı bilinmiyor.

Araştırmanızın bir sonraki adımı ne olacak?

Hastalığı ölüme dönüşmeden önce daha iyi tahmin etmek ve tedavi etmek için uyku çalışmalarını kullanmayı umuyorum. Bu çalışma sadece 12 bin kişiyi içeriyordu. Gelecekte, ölüme neden olan kalp krizi, felç ve Alzheimer hastalığını oluşmadan tahmin etmeye çalışacağız.

250 bin uyku çalışması toplamak için Harvard Üniversitesi’nden bilim insanlarıyla birlikte çalışıyoruz. Bu daha büyük kümedeki verilerin çoğu 10 yıl önce toplandı ve daha iyi ölüm tahminleri yapmamızı sağladı.

Bir kişinin kalp krizi riskini tahmin etmek için uyku çalışmalarını kullanabileceğimizi ve ardından bu bilgiyi erken müdahalelere başlamak için kullanabileceğimizi hayal edebiliyor musunuz? Harika olur!

 

YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *